Populist Radikal Sağ Partilerin Seçim Başarılarında Avrupalılaşma Sürecinin Etkisinin Yeniden Değerlendirilmesi: 2000-2010 Orta ve Doğu Avrupa Seçimleri
Revisiting the Conditions of the Populist Radical Right Electoral Success in Central and East Europe During Europeanization Period: A Fuzzy-Set Approach
Orta ve Doğu Avrupa ülkelerindeki popülist radikal sağ partiler, ülkelerinin Avrupa Birliği’ne üyeliğine karşı şüpheci bir tutum içinde olmuşlardır. Avrupa Birliği’nin dördüncü genişleme sürecinin parçası olan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde 1990’lı yıllarda radikal sağ partiler dikkat çekecek seçim başarısı elde edememişlerdir. Milenyumun ilk on yılında ise bu durum değişmiş ve popülist radikal sağ partiler çoğu ülkede önemli seçim başarısı kazanmışlardır. Bu çalışma, söz konusu dönem özelinde (2000-2010), küme-teorik yaklaşım üzerine geliştirilmiş muğlak-küme analizi yöntemini kullanarak, popülist radikal sağ partilerin hangi koşullar altında seçim başarısı elde ettiklerini tartışmaktadır. Çalışmanın bulguları şunlardır: Birincisi, ana akım sağ partilerin AB üyeliğine destek vermeleri, 2000-2010 döneminde yapılan parlamento seçimlerinde popülist radikal sağ partilere yaramıştır. İkincisi, kayda değer bir Roman nüfusun varlığı bağlam belirleyen bir koşul olmuştur. Özellikle Romanların yoğun olarak yaşadıkları ülkelerde (örneğin Bulgaristan, Macaristan, Romanya, Slovakya) ana akım sağ partilerle popülist radikal sağ partiler arasındaki politika farklılığı olduğunda işsizlik sorunu ile birlikte bu durum popülist radikal sağ partilere yaramıştır. Romanların sayıca az olduğu ülkelerde (örneğin Polonya ve Slovenya), popülist radikal sağ partilerin seçim başarısı, ana akım sağ partilerin AB üyeliğini desteklemelerine rağmen sosyal açıdan liberal olmayan politikalar izlemesiyle gerçekleşmiştir.
Abstract
The Populist Radical Right parties (PRR) in Central and East European countries (CEECs) are skeptical about supporting the European Union membership. In the 1990s seldom did the PRR electoral success occur in CEECs that engaged in the fourth enlargement of the European Union. In the first decade of the millennium, however, this situation changed and the PRR achieved significant electoral success in most countries. Applying a new methodological approach based on fuzzy-set analysis, this study revisits under which context the PRR achieved electoral success in the period from 2000 to 2010. This study concludes: first, right wing mainstream parties’ positive stance on the issue of EU-membership benefitted the PRR in parliamentary elections held during the period 2000 to 2010. Second, the presence of a notable Roma population was context-setting condition: the policy divergence between right-wing mainstream party and the PRR, along with the unemployment problem (unlike the corruption problem) helped the latter, if a notable Roma population exists (e.g., Bulgaria, Hungary, Romania, Slovakia). In countries without a significant number of Roma populations (e.g., Poland and Slovenia), the PRR electoral success occurred when the right-wing mainstream parties pursued socially illiberal policies despite its support for the EU membership.
Künye
Aslan, M. Ç. (2022). Revisiting the Conditions of the Populist Radical Right Electoral Success in Central and East Europe During Europeanization Period: A Fuzzy-Set Approach. Türkiye Siyaset Bilimi Dergisi, 5 (2) , 273-291.
Anahtar Kelimeler
Radikal Sağ, Avrupalılaşma, Populizm, Etnik Milliyetçilik, Seçim Rekabeti