1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Moskova’ya bağlı
olan ülkelerin bağımsızlıklarını ilan etmesinden sonra Batılı ülkelerin ve
farklı güvenlik örgütlerinin, Rusya Federasyonu’nun (RF) sınırlarında
bulunan bölgelerdeki ülkeler ile yeni ilişkiler geliştirmeye başladıkları
görülmektedir. Buradan hareketle Batılı ülkelerin özellikle Rusya’nın
güneyinde bulunan Güney Kafkasya ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmeye
başlamış olmalarının Rusya için önemli bir ulusal güvenlik sorunu olarak
algılandığı anlaşılmaktadır. Tüm bunlarla birlikte hem jeopolitik hem de
jeostratejik açıdan Güney Kafkasya bölgesinin diğer bölgelerden farklı
olarak RF için çok önemli bir bölge olarak görüldüğü aktarılmaktadır.
Ancak RF’nin 1993 yılında “Yakın Çevre Doktrini” bağlamında yalnızca
Güney Kafkasya değil, Doğu Avrupa ve Orta Asya’da bulunan eski Sovyet
Cumhuriyetlerine karşı da ilgisini sürdürmeye devam ettiği
görülmektedir. Burada RF’nin ortaya konulan “Yakın Çevre Doktrini” ile
hem bu bölgeler üzerinde etkisini sürdürmeye çalıştığı hem de ulusal
güvenlik politikalarını şekillendirdiği ifade edilmektedir. Çalışmada
metodolojik olarak nitel araştırma yöntemi olan doküman analizi tekniği
kullanılmıştır. Sonuç olarak RF’nin ulusal güvenliğini sağlamak adına
siyasi, askerî ve ekonomik gücünü sınırlarına yakın bölgelerde
sürdürdüğü açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada genel
anlamda, Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan “Dağlık
Karabağ” sorunu, Rusya’nın tutumu ve Dağlık Karabağ’da yaşanan
Birinci ve İkinci Karabağ savaşlarının “Yakın Çevre Doktrini”
bağlamında RF’nin ulusal güvenlik politikalarına nasıl etki ettiği
incelenerek değerlendirilmiştir.
Abstract
Following the collapse of the Soviet Union and the proclamation
of independence by the nations that had been ruled by Moscow, western
nations and various security agencies began to forge new ties with the
nations in the RF's border regions in 1991. From this vantage point, it is
clear that Russia views the fact that Western nations have begun to forge
relationships with the South Caucasus nations, particularly in the south of
Russia, as a significant national security issue. In addition to all of these
factors, it is said that Russia views the South Caucasus as a key territory
in terms of both geopolitical and geostrategic considerations. However, it
is clear that the RF maintained its interest in the "Near Abroad Doctrine"
in 1993, not only in the South Caucasus but also in the former Soviet
Republics in Eastern Europe and Central Asia. It uses the "Near Abroad
Doctrine" to maintain control over these areas and to guide the
development of its national security strategies. The study was conducted using the document analysis approach, which is a qualitative research
method. As a result, it is obvious that the RF maintains its political,
military, and economic clout in the areas bordering its own to safeguard
its security. In this study, the "Nagorno-Karabakh" conflict between
Azerbaijan and Armenia, Russia's stance, and how the First and Second
Karabakh wars in Nagorno-Karabakh affected the RF's national security
policies in the context of the "Near Abroad Doctrine" are analyzed and
evaluated.
Künye
Anahtar Kelimeler
RF, Ulusal Güvenlik, Dağlık Karabağ, Yakın Çevre Doktrini, Güney Kafkasya
Keywords
RF, National Security, Nagorno-Karabakh, Near Abroad Doctrine, South Caucasian.