Avrupa Birliği, 1980'lerin ortalarından itibaren, göç akışlarına karşı temkinli bir tutum benimsemiştir. Sınır kontrollerini sıkılaştırarak ve vize verilmesini azaltarak göçle mücadele girişimlerini sürekli olarak hızlandırarak müstakbel göçmenleri alternatifler aramaya zorlamıştır. Bu arada, Afrika benzersiz zorlu göçlerle karşıkarşıya kalmıştır. Sömürgeciliğin sonuçları, capitalist ilişkilerin dayatılması, dışa dönük bir ekonominin gelişimi, diğerlerinin yanısıra, mevcut göç dinamiklerini etkilemeye devam etmektedir. Adil olmayan küresel ekonomi politikalarıyla daha da kötüleşen kalıcı ekonomik krizler, birçok insanı başka yerlerde daha iyi fırsatlar aramaya itmektedir. Ayrıca, çölleşme, kuraklık ve sel gibi iklim değişikliğinin etkileri göç baskılarını yoğunlaştırmaktadır. Bu nedenle, Afrika ülkelerinin göç akışlarını yönetmek ve jeopolitik güçlüklere yanıt vermek maksadıyla etkin göç politikaları geliştirmeleri gerekmektedir. Göçlerin koordineli ve insancıl bir şekilde yönetilmesi maksadıyla bölgesel ve uluslararası işbirliği mekanizmalarının uygulamaya konulması hayati önem taşımaktadır. Bu da göç sorunlarını şekillendiren tarihi, ekonomik ve politik gerçekleri gözönünde bulundurarak dikkatlice düşünmek anlamına gelir. Bu düşünce, Devletlerin ve Afrika Birliği'nin endişelerinin merkezinde yer almalıdır. Kampala Sözleşmesi ve Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi'nin (ACFTA) kurulması gibi kıta düzeyinde girişimlerde bulunulduğu doğru olmakla beraber bu önlemlerin değeri ancak sahada uygulanmaları halinde gerçekten anlaşılabilir.
Abstract
Since the mid-1980s, the European Union has adopted a cautious attitude toward migratory flows. It has constantly stepped up initiatives to combat immigration by tightening border controls and reducing visa issuance, thereby forcing would-be emigrants to look for alternatives. At the same time, Africa is facing unique migration challenges. The consequences of colonization, the imposition of capitalist relations, and the development of an extroverted economy, among others, continue to influence current migration dynamics. Persistent economic crises, compounded by inequitable global economic policies are driving many people to seek better opportunities elsewhere. In addition, the effects of climate change, such as desertification, droughts, and floods, are intensifying migratory pressures. African countries therefore need to develop effective migration policies to govern migration flows and respond to geopolitical challenges. It is crucial to put in place regional and international cooperation mechanisms to manage migration in a coordinated and humane manner. This means thinking carefully about migration issues, considering the historical, economic, and political realities that shape them. This issue must be at the heart of the states’ and the African Union’s concerns. This is true of continental efforts like the Kampala Convention and the African Continental Free Trade Area (ACFTA), but they can only be fully appreciated when implemented.
Künye
Charef, M., & Bouchfar, Y. (2024). Morocco, at the Heart of the Harmonization of the African Union’s Migration Policies: Context, Complexity, Diversity, Effects and Challenges. Türkiye Siyaset Bilimi Dergisi, 7(2), 81-95. https://doi.org/10.59886/tsbder.1528084
Anahtar Kelimeler
Göç Politikaları, Afrika Birliği, Göçmen Hakları, İklim Değişikliği, Göç Yönetimi